Dikkatinizi çekmiştir, çevremiz ateş çemberi içindeyken, dünya savaşa doğru giderken, içeride hayat pahalılığı can yakarken, hatta partisi CHP'de fırtınalar koparken İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hiçbir şey umurunda değil. Ne tatilinden vazgeçiyor ne de maç izleme keyfinden. Tıpkı Orhan Veli'nin "Cımbızlı Şiir"indeki gibi...
Daha Roma rezaletinin üstünden bir ay bile geçmeden 14 yakınıyla birlikte özel uçakla Almanya'ya maç izlemeye gidiyor. Yolcular arasında özel kuaförü Veysel Şenel de var. Rahatlığa bakın... O kadar rahat ki, uçağın 100 bin dolar olan ücretini bile İstanbul Büyükşehir Belediye bütçesinden ödemekte sakınca görmüyor.
İki yıl önce yine böyle tatil sevdasının öne çıktığı, İstanbul Esenyurt'ta yaşanan sel felaketini önemsemediği günlerde Türk sinemasının Yeşilçam dönemi yapımlarından "Kezban Paris'te" filmine atıf yapmış ve şöyle yazmıştım:
"Vatandaş çaresizken şehrini emanet ettiği yönetici tatildeydi. 'Kezban Paris'te' veya 'Kezban Roma'da' misali neredeyse dizi film olacak böyle bir örneğin siyasi tarihimizde olduğunu sanmıyorum."
Dediğim gibi sayı giderek artacak... Roma, Amsterdam, Hamburg derken yakında Paris ve Londra'yla dizi devam edecek görünüyor.
Şaşırmam, çünkü İmamoğlu ve onun fondaş medyası işin sırrını çözmüş. Ortada sürekli seçim kaybettikleri için hayal kırıklıkları yaşayan, yaşadıkça da siyaset üretmeyen kendi yöneticilerine dönüp hesap sormak yerine iktidar nefretiyle donatılan, fondaş medyaca tek yönlü beslenen bir sosyoloji var ve o sosyoloji her seçimde "tıpış tıpış" gidip onlara oy veriyor.
Böyle bir siyasi zeminde İmamoğlu ne yaparsa yapsın kimsenin hesap sormadığını ve soramayacağını biliyor. Hele bir parça iş yapar gibi görünüyorsa suçüstü yakalansa bile sonuç değişmiyor. Hatırlayın, yerel seçim öncesi nereden geldiği açıklanamayan "balya balya paralar" gerçeği ortaya çıkınca ne sabah akşam yolsuzluk haberleri yapan fondaş medyası dönüp baktı ne de yolsuzluk hassasiyetli sosyolojisi olup biteni sorguladı.
Bu arada o "balya balya" paralarla ilgili soruşturmadan ne çıkacağını yakında göreceğiz ancak ilk kez CHP içinden İmamoğlu'nun özel jetle Almanya'ya gitmesine ve biraz da bu pervasız siyasi tavrına sürpriz bir itiraz geldi.
Bu öyle sıradan bir itiraz da değil, İmamoğlu gibi o da 2028'e hazırlanan iddialı bir isim. Hatta şansının daha yüksek olduğu bile söyleniyor. Dünkü yazıda da ipucunu verdiğimiz Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'tan söz ediyorum. Yavaş'ın sessizliğine bakmayın, hem CHP içi kavgaları yakından izliyor hem de 2028'e ciddi ciddi hazırlanıyor.
Üzerinde fazla durulmadı ama Yavaş'a yakın "Ankara Yazıyor" adlı X hesabı, İmamoğlu'nun özel jetle Almanya'ya gidip maç izlemesine Yavaş'ın Atatürk Orman Çiftliği'ndeki maç izleme fotoğrafıyla öyle bir cevap verdi ki fondaş medyanın bile sesi çıkmadı:
"Özel uçak tutup tribünde maçı izlemek yerine, AOÇ'de ailem dediği Ankara halklarıyla birlikte izledi maçını."
"Ankara halkları" bilinçli bir tercih mi bilemem ama görünen o ki bu çıkış, CHP içinde Kılıçdaroğlu-Özgür Özel veya Özel-İmamoğlu hesaplaşmasını bile gölgede bırakacak sahici bir hesaplaşmayı başlatacak. Bir süre sonra fondaş medya, Yavaş'a karşı savaş açarsa hiç şaşırmam. Henüz erken ama önümüzdeki yıllarda CHP içindeki esas savaş bu ikili arasında yaşanacak.